🧑‍🎤 Tek Istediğim Bunun Gibi Bir Şey Şarkısı

rjL3. Çin’den Dünya’ya yayılarak kısa sürede popüler olan TikTok, 2016 yılından bu yana Türkiye içerisinde de sevilerek kullanılmaktadır. Her ne kadar platformun üyeleri hızlı şekilde artsa da, pek çok kullanıcı TikTok’ta istediğim müziği nasıl bulurum? Gibi hususlarda büyük bir soru işareti bulundurmaktadır. Malum üzere 15 ve 60 saniyelik video çekim modları bulunan TikTok, üzerinde bulunan araçlarla ses ekleme imkânı verir. Bu ses videoya detaylı şekilde uygulanabilir ve nereden başlayıp, nerede sonlanacağı da belirtilebilir. Ancak müzik bulmak, biraz zor olabilir. Bunun için TikTok, size daha kolay bir kullanım sunmak için şarkıları kategorilere bölerek, burada moda olan parçaları size sunmaktadır. Küçük bir inceleme yaptıktan sonra şarkıyı bulmak mümkündür. Tiktok'ta aranan müzikleri bulmak için arananlar; Tiktok müzik bulma Tiktok'ta şarkı bulma Tiktok’ta İstediğim Müziği Nasıl Bulurum? TikTok’ta istediğim müziği nasıl bulurum? Diye soruyorsanız, ilk yapmanız gereken video oluştur dedikten sonra karşınıza gelen ekranın, alt kısmında bulunan artı simgesine dokunmaktır. Sonrasında karşınıza gelen ekran, size trend müzikleri gösterir. Ancak bu ekran kategorilere ayrılmış olup, buna göre bir inceleme yapmanız önerilir. Böylece TikTok üzerinde aradığınız müziği bulmanız oldukça kolaydır. TikTok’ta Müziğin Kime Ait Olduğunu Bulma Her insan duyduğu bir müzikte kendine yakınlık hissederek, adını bulmak ve tamamen dinlemek ister. Özellikle TikTok gibi müzikal üzerine kurulu bir platformda bu durum daha yoğun olarak yaşanır. Ancak TikTok’ta müziğin kime ait olduğunu bulma, nasıl yapacağınızı bilmiyorsanız zorlaştırıcı olabilir. Eğer dinlediğiniz parçanın sahibini araştırıyorsanız, ilgili videonun içinde göreceğiniz, ses plağına bir kez dokunmak kâfidir. Ardından da üst kısımda bulunan ok işareti sayesinde orijinal olan müziği kimin ve hangi videodan geldiğini de öğrenebilirsiniz. TikTok Video Çekme Nasıl Olur? TikTok video çekme nasıl olur? Bunun için ilk olarak mevcut TikTok hesabınıza giriş yapmanız; yoksa da açmanız gerekir. Sonrasında TikTok mobil uygulamasının, ana ekranında göreceğiniz artı şeklinde işarete dokununca, bir video kaydetme ekranı açılacaktır. Kaydı burada gerçekleştirdikten sonra, geriye kalan tek şey müzik ekleme ve videoyu düzenlemedir. Bunun için istediğiniz efekti uygulayabilirsiniz. İsterseniz ilk olarak müzik ekleme, sonrasında efekt uygulama şansınız da vardır. Ses eklemek için de üst menüde İngilizcesi ile “pick a sound” sayfasına gelerek, kütüphane üzerinde mevcut şarkıları görerek, bir tanesini seçmeniz gerekir. Kararınızı vermişseniz, shoot with this sound butonu ile onaylayın. Ardından düzenleme kısmına gelin ve sesin ne kadar yayında kalacağı ile videonun, hangi saniyesi itibariyle başlayacağını ayarlayın. Bunlar tamamlandıktan sonra kes butonuna dokunarak, düzenlemelerini yapın. Bu esnada isterseniz, metin ekleme seçeneğiniz de vardır. Buraya yazı ekleme aracı sayesinde, arzu ettiğiniz metni ekleyebilirsiniz. Tüm bunlardan sonra da geriye sadece ileri adlı butona dokunarak, editlemesi bitmiş videoyu paylaşmak kalmaktadır. TikTok 60 Saniye Video Tiktok 60 saniye video çekmek için, kullanabileceğiniz pek çok uygulama vardır. Bunlardan bazıları 1 dakika üzerinde fırsatlar sunmakla beraber; genel anlamıyla 1 dakika aşağısında videolar çekiyorsanız TikTok kullanmak daha pratik olacaktır. Bunun için yapmanız gereken oldukça basittir. Öncelikle yukarıda anlattığımız video çekme ekranına gelmeniz gerekir. Ancak sonrasında herhangi bir video çekmeden önce, sağ tarafta bulunan üç nokta simgesine dokunmanız gerekir. Sonrasında ekranın üst kısmına bakarsanız, 15 saniye olarak görülen video süresi, “60 saniye moduna geçildi” bildirimi gelecektir. Ardından da videoyu istediğiniz gibi çekebilir, efektleri uygulayabilir ve metinler ekleyebilirsiniz. Tüm işlemler sonlandıktan sonra da etiket kullanabilirsiniz. Sonraki blog; Tiktok'ta Takip Etmeyenler Toplu Nasıl Silinir? Önceki blog; Tiktok Nasıl Bir Uygulamadır? Tüm bloglar; Sosyal Medya Blog Yazıları İlgili Yazılar Tiktok Para Hesaplama Tiktok Hediye Fiyatları Tiktok Keşfet Etiketleri Tiktok Jeton Hilesi İnstagram Anket Hilesi Tiktok Jeton Fiyatları Tiktok Mavi Tik Nasıl Alınır? Pov Ne Demek? Tiktok Canlı Yayın Açma Tiktok Keşfet Saatleri Tiktok Canlı Yayın Nasıl Açılır? Tiktok’ta İstediğim Müziği Nasıl Bulurum? Tarihinde Güncellendi. BTSten SUGA, yapımcı SUGA, Agust D olarak SUGA. Ve hepsi müzik yapıyor. Proof albümüne dahil olan ilk mixtape şarkısı “Born Singer”ı dinlemek nasıl bir duygu? SUGA Her şeyden önce albüme dahil edilip edilemeyeceğini bile bilmiyordum. Orijinal şarkı çok ünlü olduğu için bunun mümkün olabileceğinden bile emin değildim ama J. Cole bize izin verdi. Ona ne kadar minnettar olduğumu söylemek istiyorum. O zamanlar yazabileceğim bir şarkıydı. “No More Dream”i tanıttığımız ilk ve ikinci haftalarda yazdığımı hala net bir şekilde hatırlıyorum. İlk çıkışımda hissettiğim duyguların hepsi zamanla buharlaşacaktı, bu yüzden yazmak zorunda kaldım. Geriye dönüp baktığımda biraz abartılı olduğu için yeniden kaydetmeyi bile düşündüm, ama eğer yaparsam arkasındaki niyeti kaybederdim. Bu dönemimizi bir konser dışında dinlemek mümkün olmayacağı için öylece koyduk. Ve şarkının varlığından bile haberdar olmayan bazı ARMY’ler olabilir. Şarkıya dahil olduğumuz birçok kişi gibi hissettik. Yeni şarkı “Run BTS”, “Born Singer” gibi başka bir hızlı rap şarkısı ama farklı bir havası var. SUGA Duygusal olarak biraz farklı. “Born Singer” beni duygulandırıyor. “Run BTS” için eski tarzımızda bir şarkı yapmayı denemek istediğimizi söyleyip durduk, bu yüzden hem varyete şovumuzla adını paylaşan hem de kim olduğumuzu yansıtan bir başlık seçtik —her zaman koşuyoruz. Tüm üyeler uzun bir yol kat etti ve yorulduğumuz zamanlar oluyor ama ilerlemek için yapmak istediğimiz şeyler de var, bu yüzden bence bu arzuları da dahil etmeye çalıştık. Ve son albümlerimizde rap becerilerimi sergilemek için gerçekten çok fırsatım olmadı. Bu yüzden geçmişi düşünmemi sağladı, bu bende biraz daha sıkı bir şeyler yazmak istememe neden oldu ama rap partını yapmak gerçekten zordu. gülüyor Çabucak kaydettirdik, ama benim için uzun zaman olmuştu, bu yüzden kaydederken üzerinde gerçekten çok çalışmak zorunda kaldım. güler Ve “Born Singer”dan “Run BTS”e geçişinizde Grammy’ye kadar ulaştınız. SUGA Aslında çok sıkı çalıştık. gülüyor Uzun bir süre bu tür bir performansı tekrar yapmayacağız. Kıyafetlerle ilgili bir bölümümüz vardı ve ortada da bir dans molası vardı. Hazırlanma süreci de son derece telaşlıydı Seokjin hyung yaralandı ve Hobi ve Jungkook karantinadaydı, bu yüzden sadece dördümüz olduğumuz zamanlar oldu. Asla unutamayacağım bir deneyimdi. Ve yönetmenler performans konusunda gerçekten hevesliydiler. Bu yüzden hazırlanmak biraz stresli oldu. Sanırım şimdi geriye dönüp bakmak da eğlenceli. Performans yine de aksamadan gitti. Performansın kıyafetlerimizle ilgili prova kısmı, kısıtlı şartlar altında yapıldı bu yüzden bir tür şansımız olduğunu düşündüm çünkü o gün ne olursa olsun iyi gidiyordu. Ne zaman böyle bir şey yapmaya çalışsak, genellikle başarısız oluruz. gülüyor İzleyiciler bunu fark etmezler ama bunu kendi aramızda çok konuşuyoruz, bu yüzden çok endişelendik ama neyse ki sonunda her şey ortaya çıktı. Bir yapımcının bakış açısından anılarınızın izini sürmek nasıl bir şey? “Seesaw Demo Ver.”, orijinal olarak yayımlanan sürümden çok farklı. SUGA Tamamen farklı, değil mi? Bu versiyonu daha çok beğendim. gülüyor Üzerinde çalışırken çok zorlandım. O kadar kötü bir çöküş içindeydim ki sonunda bir şey bulamazsam başka birinden şarkı alacağımı söylemiştim. Bir şarkı yapmak bile istemediğimi hissettim ama bana çabucak geldi. İçimden hiçbir şey üzerinde çalışmak gelmiyordu; piyanoda oyalanıyordum, bir şeyler yapmam gerektiğini biliyordum ve düşündüm ki, bu melodi hiç de fena değil ve gerçekten çabucak yaptım. Bu sözde Shibuya tarzı bir şarkı, ki bu benim kişisel olarak gençliğimde dahil olduğum bir tarz ve plak şirketi de buna olumlu tepki verdi ama aranjman üzerinde biraz daha çalışmam için bana önerileri vardı, bu yüzden yeniden düzenledim. Ortaokulda hissettiğiniz duygular? SUGA Küçükken en sevdiğim sanatçıların şarkılarının enstrümantal versiyonlarını severdim. Onları çok analiz ederdim ve yapımcı olmayı hayal ederdim. Eskiden rehber vokalleri de vardı ama onları çıkarmalarını istedim. Rehber vokaller çok aceleyle söylendi. gülüyor Ama şarkıyı gerçekten albüme koymak istediğimde şarkının miksajı için orijinal kaynağın olduğu dosyayı bulamadım. Bu yüzden, daha önce olduğu gibi yeniden yapmayı deneyecek kadar ileri gittim, ama gerçekten aynı hissi vermedi. gülüyor Kendi kendime dedim ki, bunu bulmalıyım. Geçen yıl, ekipten Las Angeles veya New York’tayken hatta Seul’de kullandığım tüm eski laptopları ve dizüstü bilgisayarları bağlamalarını ve bulmalarını istedim ve sonunda yaptılar. Kullandığım ikinci bilgisayarda çıktı ve üçüncüsü tamamen aynı görünüyordu. Her seferinde aynı kullandığım bilgisayarda buldum. güler Yapımcı olmayı hayal eden bir ortaokul öğrencisiyken nasıl oldu da yapımcı olmaya başladınız? “Seesaw Demo Ver.” da Kore’de pek çok insan arasında popüler olan bir tarzda yapılmadı. O zamandan bu zamana kadar ne gibi değişiklikler yaşadınız? SUGA Gençken hem rapçi hem de yapımcı olmak istiyordum ve şimdi ikisini de istediğim gibi tek tek yapabiliyorum. Bu yüzden birkaç farklı isim kullanıyorum yeni onları ayrı tutmak istedim. Şöyle bir düşünce “Bunu da yapabilir mi? Bunu da yapabilir mi? Reklamlar için de müzik yapabilir mi?” Yapımcı SUGA gibi birçok harika sanatçıyla tanışabildiğim için şanslıydım, bu yüzden bu anlamda bir kariyer inşa ettiğim için gerçekten şanslı olduğumu düşünüyorum. Coldplay ile “My Universe” üzerinde çalışmanın üzerinizde ne tür bir etkisi oldu? Chris Martin sizinle kayıt yapmak için Kore’ye geldi. SUGA İlk başta neden buraya geliyor dedim. gülüyor Demek istediğim, pandemiden dolayı ayrı ayrı kaydedip o şekilde göndermek daha iyi olabilirdi. Coldplay’in müziğini de seviyorum ama Chris Martin’in nasıl bir hayat sürdüğünü gerçekten bilmiyordum. Ama tanıştık, konuştuk ve o gerçekten de bizden farklı değildi. Günlük yaşam ve endişeler hakkında konuştuğumuzda benimle gerçekten ilgiliydi. Stadyum turu yapan tüm sanatçıların benzer zorluklarla karşılaştığını fark ettim. Onun gibi biriyle arkadaş olabileceğimi bilmek güzeldi. “That That prod. & feat. SUGA of BTS” ile PSY ve sizin birbirinizi etkilediğinizi hissediyorum. Şarkının yapımcılığını ve şarkıda yer aldığınızı zaten biliyorduk ama müzik videosunda sizi gördük. güler SUGA Ben sadece şarkıyı yazacaktım ve kaçacaktım ama sonra “Başka şarkılara eşlik etme deneyiminiz var, değil mi?” dedi. “Beraber şarkı söyleme tamam, olabilir…” dedim ve yaptım. Sonra müzik videosunda olmasam biraz garip olacağını söyledi ve “Bir kez dene ve nasıl olduğunu gör” dedi ve ben de “Şu kısmı yapacağım ve gideceğim” dedim. Bir sonraki bildiğim şey, ben de dans ediyorum. gülüyor Bana kaba halini gösterdi ve “Sadece gördüğünüzü beğenirseniz yapın” dedi, ben de yaptım ve önceki koreografisinden çok farklı olduğu için eğlenceli olduğunu düşündüm. Müzik videosunu tamamen ARMY’lerin izlemesi için yaptım. güler PSY’ın tarzı çok farklı, peki onunla nasıl çalışmaya başladınız? Bu ilginç bir iş birliği. SUGA Aynen. İstediğim buydu! Yapımcı olarak birçok farklı şarkı üzerinde çalıştım ama ARMY olmayanlar çoğunlukla iyi bilinenleri biliyor ve bunlar genellikle IU veya Heize gibi insanlar tarafından yapılıyor. Bu yüzden şarkıların benzer hisleri olduğunu düşünüyorum. Ama daha öncesinden bir şarkım vardı, albüme dahil etmek istedim ama yapamadım ve en başından beri bunun PSY için iyi bir eşleşme olacağını düşündüm. Böylece PSY müşteriniz oldu. Hangi özellikleri istedi? SUGA İlk başta şarkıyı ona vermek istedim ama birkaç isteği vardı, bu yüzden aranjmanı yeniden yaptım ve bugün duyduğunuz şarkı oldu. Bu ileri – geri süreç gerçekten eğlenceliydi. İlk başta sadece onun için yapmaya karar verdim ve beğenmezse, atılmasına izin verirdim. Ancak PSY, 22 yıldır müzik üzerinde çalıştığını ve şimdi biraz genç kana ihtiyacı olduğunu söyledi ve şarkıyı yapmak istediğini söyledi. Sanırım ikimiz de bu deneyimi eğlenceli bulduk. Tarzını ne kadar uzak tutmaya çalışsa da yazdığı kısımların her yerinde onun parmak izleri var. güler Parçanın PSY’ın her zamanki tarzından farklı olması ilginçti ama yine de kendine özgü tarzını şarkıya kattığını hissedebilirsiniz. SUGA Benim tarzıma özgü olan “That that I like that bunu sevdiğimi” diyen dizeleri, akılda kalıcı nakaratı yazdım ve sonra şarkıyı iki yıl sonra dinleyecek insanlar için bir rap parçası koydum. D-2’yu çıkardığımdan beri yıllar geçti, onlara mixtape’lerime benzeyen bir ses vermek istedim. Ama PSY’ın yazdığı melodi sadece düz bir PSY şarkısıydı. gülüyor İşi bölüştük ve ayrı yazdık ama ondan çok şey öğrendim. Benim için bambaşka bir yapım deneyimiydi; müzik yaparkenki tavrında bende yankı uyandıran bir şeyler vardı. Bir yapımcı, müzik yaparken müşterinin ihtiyaçlarını karşılamalıdır. Bu da kişisel çalışmanızı genişleten ve ondan ayrılan müziğe yol açar. SUGA En rahat olduğum yol bu. Kendi şarkılarımı yapmakta çok zorlanıyorum. gülüyor Bir şey bulmalısın ve kendine bununla ne söylemek istediğini sormak gerçekten zor. Geçmişte düşüncelerimi düzenlemekte zorlandım çünkü söylemek istediğim çok şey vardı ama şimdi ne diyeceğimi bilmemek işi zorlaştırıyor diye düşünüyorum. Aslında oyun müzikleri veya reklam müzikleri dışında sadece istekleri olan ve kendi kişisel görüşlerini ekleyen kişilerle dış projeler yapardım. Bundan kesinlikle ilham ve sinerji alıyorsunuz. 7FATES CHAKHO adlı webtoon’un müzikleri için “Stay Alive”ın yapımcılığını yaptınız. Bir film müziği için müzik üzerinde çalışmaya yaklaşımınız nedir? Bu şarkı çok OST benzeri. SUGA Benim için dış projeler yaparken, her zaman müşteriye göre uyarlarım, bu yüzden o şarkıyı yaparken sanki müşteriye yapıyor muşum gibi düşündüm ve bunu bir film müziği şarkısı olarak yapmaya özen gösterdim. İşi parçaya göre uyarlamanız gerektiğini anlıyorum ancak işe yarayıp yaramayacağı tamamen farklı bir hikaye. güler SUGA Çalışırken bunu hep aklımda tutarım. Çerçeveyi oluşturan ve ete kemiğe bürüyen ben olduğum için büyük resme bakma eğilimindeyim. Her neyse, şarkının içeriği en önemli kısım, bu yüzden şarkı ne olursa olsun iyi olmalı. Bu yüzden o şarkıyı yapmak için her türlü çabayı gösterdim. Ve bilerek “Stay Alive”ın sözlerini biraz abartılı yazdım, webtoon’a ve ilgili içeriğe baktım ve normalde kullanmadığım gramer kurallarını kullandım. Şarkının bestesi de oldukça ilgi çekici. Diğer OST’lerde sıklıkla bulunana benzer ciddi, karanlık bir atmosfer var. Weeknd’i andıran bir tarza ve Jungkook’un şarkıyı süsleyerek söylediği bölüme geçiyor. Farklı tarzların özelliklerini yakalayıp mantıklı bir şekilde tek bir şarkıya koymuşsunuz gibi görünüyor. SUGA Küçüklüğümden beri ne zaman şarkı yazsam aranjman üzerine çok düşündüm. Bir parçaya büyük bir bütün olarak bakıyorum. Birinci mısrada kullandığım çalgıların dizilişine, nakarattaki çalgılara ve ikinci mısradan sonra gelen çalgılara, bazıları aynı kalıyor ama aynı zamanda sürekli değiştirmeye/ayarlamaya çalıştım. Enstrümanların düzenini normalden daha sık değiştirdiğim birkaç durum var. Kimsenin fark ettiğini bile bilmiyorum gülüyor ama ben bu konuda çok detaylı olma eğilimindeyim. Pop şarkıların uzunluğu günümüzde daha kısa ve aranjman bu kadar kısa bir zaman diliminde olduğu için değişiklik eklemek kolay değil. Bunu o boşlukta yapmaya çalışıyorum. Birlikte büyüdüğüm müzik, aynı hip hop ritmine sahip şarkılar için bile kaynaklarında her türlü değişikliğe sahipti. Yeni yol çok kötü ama daha yakından ilgilenmeye çalışıyorum. İnsanlar sizi önce BTS’te rapçi olarak tanıdı ama siz aynı zamanda bir yapımcı olarak da büyüdünüz. SUGA Evet, neyse ki. Son zamanlarda, yaşlandığımda ne tür müzik yapmam gerektiğini bilmediğimi ve belki şimdi birkaç farklı tarz denemeliyim diye düşünüyorum. gülüyor Bunun hem bir lütuf hem de bir lanet olduğunu düşünüyorum. Sanırım çeşitli türlerde çalışabilsem de, hiçbirinin o kadar derin olduğundan emin değilim. Bu yüzden birçok farklı stil kullanmaya çalışıyorum ve kendi malzememi tanıtırken, sürprizler ve çarpıklıklar gibi sevdiğim birçok şeyi ekliyorum. Bu günlerde ben de bir şeyler yapmak istemeye başladım. Bu da bana hem endişe hem de heyecan getiriyor. Agust D yayınlarınız gibi prodüktörünüzün bakış açısının da solo çalışmalarınıza etkisi olduğunu söyleyebilir misiniz? SUGA Agust D olarak bir albüm yayımladığımda, bu solo promosyonlu bir solo çalışma olduğunu düşünüyorum. Normal grupların promosyon yaparken kullandıkları sistemi kullanmam gerektiğini ve bir ana şarkı, bir B-Side’a sahip olmam gerektiğini düşünüyorum. Son zamanlarda belki iki müzik videosu çekmeliyim diye çok düşündüm biri sadece görseller için, diğeri ise daha çok dinleme deneyimine odaklanmış. Ne yapmalıyım? D-2’nin devamı için çok çalışıyorum. Sizi Proof’un “Yet To Come” şarkı sözleriyle karşılaştıracak olursak , “En İyi An Henüz Gelmedi”den daha çok gösterecek çok şeyiniz olmaya daha yakın görünüyorsunuz. SUGA Bir noktadan sonra bunun gizli silahım olduğunu düşünmeye başladım. D-2’da da çeşitli tarzlarda şarkılar denedim. Bir türün ustası olamayabileceğimi hissediyorum ama birçok şapka takabilirim. Hala yapmak istediğim çok şey var. 30’lu, 40’lı veya 50’li yaşlarımda ne tür müzik yapacağım konusunda hiçbir fikrim yok ama ölene kadar müzik yapmaya devam etmek istiyorum. Ben pek çok farklı şapka takabilen biriyim, bu yüzden sonra ne tür müzik yapacağımı düşündüğümde daha az endişelenmeye başladığımı düşünüyorum. güler O halde, ARMY’ye ve müziğinizi dinleyen diğer herkese hayatınız boyunca müzik yaparken ne vermek istersiniz? SUGA Eskiden müziğe çok önem verirdim – özellikle gençken – ama şimdi ona çok fazla anlam yüklememeye çalışıyorum. İçinde yaşadığımız zamanlar için bir noktada müziğin sadece fon müziği olduğu bir nesil haline geldik. Bunun kötü bir şey olduğunu söylemiyorum. Bu doğal bir ilerleme. Bir müzisyenin neden müzik yapıp yapmadığını bilmesi arasında bir fark olduğunu düşündüm. Düşündüğüm şey şu Yani müziğimi dinleyen insanların, -bir dereceye kadar- hayatta bir şeyin hayranı olmanın bir zorunluluk olduğunu düşünüyorum. Bir kişinin ya da bir sporun hayranı olabilirsiniz -konu ne olursa olsun- bence hayran olmak önemli çünkü hayatı eğlenceli kılıyor. Sabah gözlerini açar açmaz NBA playoff’ları için heyecanlı hissetmek gibi. Müziğimin çıktığı gün ve performans sergilemem için bazı insanlar heyecanlanacak. Hayatta heyecanlanacak çok fazla şey yok. Umarım müziğimi seven herkes; müziğim çıktığı zaman, promosyon yaptığım zaman ve tura çıktığımda heyecanlanırlar. Hatta umarım yapacağım her şey için heyecanlı olurlar ki ben de hayatlarına her gün anlam katabilirim. Kaynak Weverse Güney Kore’de sanat hayatı başta olmak üzere, makale türüne girebilecek her içerik bu kategoride. Türkçe çevirisiTürkçe/İngilizce A A Bunun Gibi Bir Şey Eski kitaplar okuyordum Efsaneleri ve destanları Achilles ve altınları Herkül ve yeteneği Spiderman'in kontrolü Ve Batman'in yumrukları Açıkcası kendimi bu listede göremiyorum"Nereye gitmek istersin?" Diye sordu Ne kadar risk alabilirsin? Birini aramıyorum Süper kahraman güçleri olan Bir süper kahraman Peri masalı olan Sadece beni öpüşebilecek birine dönüştürecek bir şey arıyorumTek istediğim bunun gibi bir şey Doo-doo-doo, doo-doo-doo Doo-doo-doo, doo-doo-doo Doo-doo-doo, doo-doo-doo Oh,Tek istediğim bunun gibi bir şey Doo-doo-doo, doo-doo-doo Doo-doo-doo, doo-doo-doo Doo-doo-doo, doo-doo-doo Oh,Tek istediğim bunun gibi bir şey Tek istediğim bunun gibi bir şeyEski kitaplar okuyorum Efsaneleri ve destanları Söyledikleri ahitleri Ay ve onun tutulmasını Ve Superman havalanmadan önce kostümünü açıyor Ama, ben böyle bir insan değilim"Nereye gitmek istersin?" Diye sordu Ne kadar risk alabilirsin? Birini aramıyorum Süper kahraman güçleri olan Bir süper kahraman Peri masalı olan Sadece beni özleyecek birine dönüştürecek bir şey arıyorumTek istediğim bunun gibi bir şey Tek istediğim bunun gibi bir şey Tek istediğim bunun gibi bir şey Doo-doo-doo, doo-doo-doo Doo-doo-doo, doo-doo-doo Doo-doo-doo, doo-doo-doo Oh,Tek istediğim bunun gibi bir şey Doo-doo-doo, doo-doo-doo Doo-doo-doo, doo-doo-doo Doo-doo-doo, doo-doo-doo Nereye gitmek istersin? Ne kadar risk alabilirsin? Birine bakmıyorum Süper kahraman güçleri olan Bir süper kahraman Peri masalı olan Sadece beni öpüşebilecek birine dönüştürecek bir şey arıyorumTek istediğim bunun gibi bir şey Oh,Tek istediğim bunun gibi bir şey Oh,Tek istediğim bunun gibi bir şey Oh,Tek istediğim bunun gibi bir şey Oh,Tek istediğim bunun gibi bir şey İngilizce İngilizceİngilizce Something Just Like This Şiki şiki baba Geçen gün biri bana Son şarkılar çok iyi, ne yapıyorsan aynen devam et’ dedi. Şarkı yazmanın bir eğitimi verilebilir mi bilmiyorum. Ben de eğitim almadım sonuçta. Çok öznel yöntemlerle yazıyorum, muhtemelen çoğu şarkı yazarı da öyle yapıyordur. Bu kadar öznel bir şeyin eğitimi verilebilir mi? Kemal Sunal’ın at yarışı tahmini yaparken ihtiyaç duyduğu ortama benzer ihtiyaçları olan bir iş. Ben de neler yaptığımı anlatsam şarkı yazabilmek için, eminim bu filmdeki gibi baya komik olur. Ama elbette son şarkıların diğerlerinden farkları var. Onları buraya not alayım. Belki okuyup kullanan olur. Son zamanlarda türkülerle geçirdiğim zaman, şarkılara bakış açımı da değiştirdi. Elbette müzikal olarak türkülere çok yakınlaştım, artık yaptığım bazı besteler türkülerden ciddi izler taşıyor. Ama esas değişen, daha doğrusu sıklaşan şey, söz yazarken melodinin formuna duyduğum sadakat. Eskiden de böyle yazdığım şarkılar vardı. Şimdi melodiyi bozmamaya daha çok dikkat ediyorum, türkülerde de form hiç bozulmuyor. Gücü de ordan geliyor. Ama elbette formun içinde kalıp söylemek istediklerini anlatmak kolay bir şey değil. Olsun, bunun ne kadar önemli olduğunu birkaç yıldır farkettim. Daha önce formla oynamayı tercih ediyordum. Şimdi de oynamamayı. Belki bir zaman gelir, yine oynarım… Sinan2 mayıs 2022 Bilir O Beni Bu satırları yeni şarkımızı dinleyerek yazıyorum. Uzun zamandır bir şarkının çıkmasını bu kadar heyecanla beklememiştim. Heralde 23 Şubat’ı 24’üne bağlayan gecede tüm ekibin evinde tatlı bir heyecan olacak. Şarkıyı çok sevdim, bazı konularda yine istediğim özeni gösteremedim ama bazı detaylar da tam istediğim gibi oldu. Arkadaşlarıma hep aynı şakayı yapıyorum şarkıyla ilgili Haftaya meşhur olucam’. Dinleyen herkes de Bu şarkıyı seyirci kendi söyler, size bırakmaz’ diyor, ben de aynı şeyi bekliyorum. Her zaman olduğu gibi, yaşadıklarımı ne kadar filtresiz anlatırsam şarkı o kadar sahici oluyor. Burayı okuyan insanlar var, biliyorum. Keşke daha çok yazsam, ama ne yazayım. İsim vermeden dedikodu zor iş Konserler yine başlıyor. Mevzular çirkin, mekanlar, organizatörler, festivaller, sıralamalar, paralar, pullar. Bir kavga vermeden, sadece müzik yaparak varolamıyoruz. O yüzden dönem dönem bu kavgaları veriyoruz. Bazen kendime bunun gerekli olup olmadığını soruyorum, hatta vazgeçiyorum. Ama bize her dönemde öyle şeyleri reva gördüler ki, hep hakkımızı kısmen de olsa alabilmek ve yutulmamak için büyümek ve kavga etmek zorunda kalıyoruz . Örneğin festivaller. Eskiden bizden sonra çıkanlar bize saygısızlık yapardı, artık çoğu çaldığımız yerde bizden sonra kimse çıkmıyor ama bir şekilde olumsuz bir davranış yapılıyor illa ki. Bizim ekibi biz seçerken aman birlikteyken hiç kavga gürültü olmasın, başkalarıyla da kimse kavga etmesin’ diye seçtiğimiz için bizim kimseye zararımız olmuyor. Millet de ekibini artık neye göre seçiyorsa, herkeste benden yüksek özgüven, agresiflik tavan, kimsenin havasından geçilmiyor festival ortamlarında. Bu sene yine çalacağız kısmet olursa. Umarım kendi gösterdiğimizin yarısı kadar saygı görürüz. Menajerimiz Aysun, şarkılar güçlendikçe insanların ona davranışının çok değiştiğini söylüyor. Bir yandan çok üzücü bir durum. Tabii müzik kalitesi olarak değil de, şarkıların dinlenme sayısı olarak bir değerlendirme var. Ama en azından güzel şarkı yapmak elimizde olan bir durum, çalışırız, yaparız. Yapamazsak daha çok çalışırız. Zaten eninde sonunda bir süre sonra sadece şarkılara odaklanırım, artık nereye kadar gidebilirsem ordan sonra. Yayla Trio ve Samida konserini de yaptık İstanbul’a gelmişken. Eskiden ne yaparsam ne olacağı hakkında hiç bir fikrim yoktu. Şimdi de düşündüğüm neredeyse her şey sırasıyla oluyor. Tecrübe en büyük konfor. Bu iki ekibin birlikte gerçek bir konseri de yakında olur, ha buraya yazıyorum. Birlikte çok çalışamadık, buna rağmen bu kadar çalışılmış’ bir şey çıktı. Demek sahiden çalışsak neler olacak. Şimdiden epey izlendi ve sevildi, daha 1 hafta oldu. Gerçi bizim yeni şarkı çıkınca başka bir şey dinlenmez Bu hafta Tarkan da yeni şarkı çıkarıyormuş, ona da yazık oldu. Neyse bir kaç gün onu dinlerler, sonra bizim şarkı çıkar… Albüm de kaydediyoruz bir yandan, neredeyse bitti. İlk defa bir albümde enstrüman kayıtları sözleri tam yazamadan bitti. Değişik bir deneyim oluyor, mırıldanarak demo yapıyorum, üstüne albüm kaydı yapıyoruz. Oluyor mu, oluyor gibi şimdilik. Söz yazdıktan sonra tekrar bakmak lazım. Tabii her şarkının değil, bazı şarkıların sözleri eksik. Enstrüman kayıtları da tam bitmedi ama neredeyse bitti. Albüme bilir o beni’ kadar güvenmiyorum, gerçi o şarkı da albümde. Ama albüm çoğu zaman yaptığımız gibi deneysel bir albüm. Yine de at yarışında sürpriz ata oynamanın verdiği his var içimde, eğer albüm sevilirse çok ilginç şeyler olabilir. Bu arada at yarışı hiç oynamadım ama Bakırköylü olmanın verdiği bir kültür diyelim. Bu arada hastalık sonrası sanki çok konser yapabilecekmişiz gibi bir hava olsa da memlekette, olası bir seçim bizim piyasayı allakbullak edebilir. O yüzden hala konsere göre bir hayat düşünmemek gerek… Sinan 17 şubat gecesi Kaç bahar geçti… Buraya çok uzun zamandır yazmadım, çok uzun zamandır yapmadığım çok şeyden biri. Bugünlerde herkesin çok derdi var. Benimkiler bunların yanında çok ufak kalıyor. O yüzden dertleri yazmaya gerek yok. İyi giden şeyleri günlüğümüze not edelim. Bu aralar haftada 2 gün salonda basketbol oynuyoruz arkadaşlarla. Küçükken basketbolcu olmak istiyordum, şu an tek yaptığım iş bu olduğuna göre oldum sayılır Henüz sakatlanmadım. Ama tabii riskli bir etkinlik. Yine de şu günlerde iple çektiğim tek şey. Çocuğumla vakit geçirmek için önemli bir fırsat oldu bu dönem. Belki ileride iyi ki öyle olmuş’ derim, o kadar önemli aslında. Yemek yapmak konusunda ilerledim herkes gibi. Müzik konusunda ise düşündüğüm kadar ilerlemedim. Hatta bazı gerilemeler de var. Sanırım en önemli şey motivasyon. Vaktin çok olması çok önemli değil. Kısa bir zaman önce elimdeki şarkıları ve söz yazılmamış besteleri gözden geçirmeyi ve geçen yılki teklilerle birleştirip bir album haline getirmeyi düşündüm. Kısa zaman içinde bir sürü şarkı yazdım, halbuki aylardır çok az şey yazmıştım. Sonra onlardan 6 tane seçtik ve kaydetmeye karar verdik. Bu sefer de İstanbul’da hastalık çok yayıldı. Biz de Eray’la İstanbul’a gitmeden albümün bu 6 şarkısını küçük bir odada İstanbul’dan Selim ve Akın Abi’nin destekleriyle kaydettik. Tabii albüme daha pek çok müzisyen evlerinden dahil oldu. Zaten geçen seneki kayıtlarda da benzer yöntemler uygulamıştık. Bu sene kayıt için zor bir sene gerçekten. Albümün ismi Küçük bir evde’ oldu. Yakında tüm işlemleri biter, yayımlanır. Biraz da bundan sonrası için tahminlerimi buraya not edeyim, bakalım tutturacak mıyım? Bu yaz her yerin açılmasını bekliyorum, geçen sen olduğu gibi. Kışın ise her şey serbest olsa da , olmasa da insanların bazılarının kendilerini sosyal ortamlardan uzak tutacağını düşünüyorum. Kolay değil böyle bir psikolojiden çıkmak. Bu yüzden bizim konserlerimizin normal seyrine girmesi çok kolay görünmüyor. Süreç uzadıkça tahribat da artıyor, geri dönmek de zorlaşıyor. Çaldığımız mekanların bazıları kapandı, bazıları da daha sonra kapanacak. Müzisyenler ve teknik ekiplerdeki insanlar artık başka işler yapmaya başladı. Ben bile düşündüysem insanlar neden düşünmesin… Dolayısıyla konserlerle ilgili tabloyu çok parlak görmüyorum. Ama geçtiğimiz yıl defalarca gördük ki, bizim işimiz yeni şarkılar yazıp kaydetmek, konser olsa da olmasa da… Ha bir de basketbol 🙂 Sinan Nisan 2021 Corona günleri Son günlerde epey çalıştık, ama bu haftayı daha rahat geçirdim. Geçtiğimiz perşembe Hasan Gözetlik’le bir kayıt yaptık. İstanbul’da epey kaldım bu kış, ama Hasan hep doluydu. Şimdi virüsten dolayı boş, ama ben İstanbul’da değilim ve çözüm olarak görüntülü konuşma kullanarak, Selim’in de katılımıyla kaydı gerçekleştirdik. Tabii ki ben orda olsaydım daha çok içime sinerdi ama yine de iyi sonuç aldık galiba . Şarkı bana ait, roman havası ve arabesk içeren bir şarkı. Hasan çoğu albümümüzde trompet-trombon çalıyordu. Ama ilk defa şarkı söyledi. Her roman güzel şarkı söylüyor, tarz olarak birbirlerine benziyorlar. Hasan’ın çok harika bir sesi yok ama piyasadaki çoğu şarkıcıdan yine daha güzel söylüyor. Ama kendini sadece müzisyen olarak düşünüyor. Romanların genelde çok kariyer hırsı olmuyor. Onlar için kariyer, kariyerli bir solistin arkasında çalmak. Bir çoğu bu yüzden şarkı söylemeye, albüm yapmaya, dolayısıyla ünlü olmaya çalışmıyor. Sadece müzik piyasası içinde biliniyorlar, tromboncu Hasan, klarnetçi Hüseyin… Genelde hepsinin aile hayatı var, çocukları var. Erkenden evleniyorlar. Ben Hasan’ı 2007’de tanıdığımda 17 yaşındaydı, birkaç yıl sonra evlendi. Şimdi 30 yaşında ve 3 çocuğu var. Her gün ya konserde çalıyor, ya kayıtta, ya da her ikisinde. Yaptığımız kayıt Hasan’ın hayatını çok değiştirmez diye tahmin ediyorum. Ama belli olmaz da tabii. Değişirse belki de üzülmeliyim, bilmiyorum. Yapmak istediğim çok sayıda şey var müzikle ilgili, birbirinden farklı kayıtlar. Bunlar aklıma gelip gidiyorlar. Listeleyeyim dedim, baya bir çıktı. Yazdım yazdım, en son bir tanesi aklıma geldi. Aslında ilk aklıma gelmesi gereken, ilk yapmam gereken kayıt, ama en son aklıma geldi. Bende olduğunu sandığım vizyon aslında pek de yok demek ki. En iyi müzisyenlerin büyük bir çoğunluğunun ciddi vizyon problemi var. Neredeyse hepsinin. Oysa bir çok değersiz ama vizyonlu müzisyen çok daha iyi yerlere geliyor. Benim derinlerde kalmış bir vizyonum varmış gibi geliyor, ama bazen mevcut durumlara çok kaptırıp esas yapmam gerekenleri yapmıyorum. Yeni bir şarkı yazmış oluyorum, canım onu kaydetmek istiyor, veya konserler provalar derken zaman gidiyor. Sonra bir bakıyorum, yapabileceğim en güzel şeyleri yapmamışım, onun yerine oyalanmışım. Umarım bunun önüne geçebilirim bundan sonraki zamanda. Corona’dan bahsetmedim, buraya not düşeyim. Bu hastalıkla ilgili atıp tutmak beni aşar. Ama bana habercilerin, basının bir abartması gibi geliyor. Zaten bir tek onların işine yaradı… Eğer öyleyse yakında her şey normale döner. Umarım öyle olur… Sinan17 Mayıs 2020 Ben de delirdim Arka arkaya şarkılar kaydettik. Eksikleri, hataları çok kayıtların. Aynı şehirde bile değiliz arkadaşlarımla. Dolayısıyla birlikte yaptığımız kayıtların ne keyfi var, ne de kalitesi. Ama aslında şarkılar ilk çalındığında %70’i ortaya çıkıyor, belki daha fazlası. Sonradan yapılan prodüksyon bazen şarkıdan götürüyor bile. Bazı şarkılar zaten çok basit kayıtlar istiyor. Ben de onlardan seçmeye çalıştım. Bu evdeki enstrümanlarım biraz daha iyi olsaydı, mikrofonumu başkasına emanet verdiğim için şimdi kendim emanet mikrofonla çalışıyor olmasaydım, 2-3 ay içinde kendi çalışma yerime geçmiş olsaydım herşey daha güzel mi olurdu? Ne kadarı kayda yansırdı? Bunların cevabını bilemeyeceğiz. Ama bir kere daha anladım, en büyük güç motivasyon. İnsanların evde bu şarkıları bekliyor olması her şeyi mümkün hale getirdi. Bizim için de çok iyi oldu. Bu kadar uzun süre çalışmamak çok tuhaf olurdu. Hepimiz bir şeyler yaptık, pasımızı attık bu kayıtlarla. Hayatımda ilk defa böyle bir dönemle karşılaşıyorum. Bilseydim böyle bir şey olacağını, önceden bir sürü kayıt yapardım. Neyse ki bolca yayımlanmamış şarkım var. Galiba karantinanın da sonuna yaklaştık, inşallah… Çok özlediğim şeyleri yazmıyorum, zaten özlemediğim pek bir şey yok. 27 Nisan 2020 Radyo Eksen ve Çağlan Tekil 2001 yılında hayatımda büyük bir olay olmuştu. Bizim dükkanın müşterisi olan sevgili abim Kenan Onuk’a Radyo Eksen’i çok sevdiğimi ve gönüllü çalışmak istediğimi söylemiştim. Kenan Onuk NTV bünyesinde çok önemli biriydi ve herkesi tanıyordu. Radyo Eksen de NTV bünyesinde bir radyoydu. Radyonun müdürü Barbaros Devecioğlu’na beni öyle bir anlattı ki Kenan Abi, beni hemen aldılar radyoya. Esas amaç bizim dükkandaki CD’lerin radyonun bilgisayarına kaydedilmesiydi. Türkiye’nin en iyi arşivlerinden biri bizim dükkandaydı. Başlarda CD getirip götürmek ve almanca müzik sitelerinden tercüme dışında bir şey yapmadım. Sonra beni stüdyoya götürüp bana anons denemesi yaptırdılar. Beğenince de 1 hafta çalışmam için bana küçük bir yer verdiler. Sonra da akşam 1900’dan itibaren haftaiçi 2 saat yayına girmeye başladım. İlk başlarda bu kadar önemli bir saati bana neden verdiklerini anlamadım ama sonra NTV’deki servislerin 1830’da kalkması nedeniyle olduğunu anladım Olsun, benim için büyük bir fırsattı. Daha önce dinlemediğim kadar şarkı dinledim ve mikrofona konuşmak konusunda da ciddi bir deneyim oldu. İlk anonsumu hiç unutmuyorum, kağıda yazdım ve kağıttan okudum 2 cümleyi. Ne kadar zor olmuştu, halbuki ne kadar kolay bir iş. Ama heyecan insanı çok zorluyor. Böyle ortamlarda acemiler pek sevilmez. Bir sürü deneyimli’ vardı bizim radyoda ve aynı ofisteki diğer radyolarda. Ben onların yanında çok ciddiyetsiz duruyordum heralde. Baya köpek muamelesi görüyordum bazı insanlardan. Ama bazı insanlar zarafetlerini asla bozmadılar bana karşı. Bunlardan biri de her pazartesi benden sonra yayına giren Çağlan Tekil’di. Evet, o da beni meraklı gözlerle süzüyordu. Böyle bir aceminin bu kadar önemli bir saatte ne işi var diyordu. Ama asla ters bir hareketini görmedim. Ne mühim insanların o NTV koridorlarında 5 kuruş etmediklerini gördü bu gözler, daha 21 yaşındayken. Keşke o ölmeseydi de o kibirli insanlardan biri ölseydi. Dünyanın adaleti yok gerçekten… Yatmadan önce yazılması gerekenler Günlük yazmayı hiç bırakmadım, sadece deftere yazmaya başladım, daha özgür hissettim kendimi deftere yazarken. Daha gerçekçi oldu el yazısıyla, ve tabii kimse görmeden. Gerçi genelde yollarda yazıyorum ve zaten kötü olan yazım daha da yamuluyor, olsun. Epey yazdım ama bunları paylaşır mıyım, ne zaman paylaşırım, bunu zaman gösterecek. Yarın İstanbul’a gidiyorum, uzun bir süreliğine konser için son kez. Tuhaf bir his benim için. Ancak öyle çok planım var ki gelecek haftalar için. Hiç üzgün değilim. Pinhâni’de çok iyi gitmeyen şeyler var adını koyamadığım. Herkeste bir motivasyon düşüklüğü, ben de dahil olmak üzere. Bunun birçok sebebi olabilir. Çok gezdik, çok yoruldu herkes, bıktık desek kimse nedenini sormaz. Ama bu öyle bir şey değil. Bazı olumsuz şeylere çözüm üretemedik bir türlü. Mesela bir çok şeyi standart haline getiremedik. Çok fazla sallanıyoruz o yüzden, herkes bundan yoruldu gibi geliyor. Sürekli deneyler yaptık ve bu deneyler hala devam ediyor. Deney yapmak heyecan verici ama bence sahne üstü ve sahne dışındaki herkes bu deneylerden yoruldu, artık tepki vermeye başladılar. Bu konuda kimin haklı, kimin haksız olduğunu konuşmaya bile vaktimiz olmuyor bu kadar konser yaparken. Dolayısıyla konserlere ara vermeli, deneyler ve sorunlar hakkında düşünmeliyiz. Ortada zaten ciddi bir sorun yok, tek sorun zamansızlık, onu da çözmüş olduk. Müzik çok uçsuz bir alan, belki bu günlüğü okuyanların gözünde biz oldukça büyük bir ekibiz ama aslında müzik evreninde küçücük bir noktayız. Elbette kapladığımız alanı büyütmemiz mümkün. Bu arada bunun üzerine çokça düşünmek istiyorum. Aslında yapmak istediğim ve yapabileceğim çok şey var. Yeni yazdığım şarkıların kaydı, konser kaydının ikinci bölümünün yayını, enstrüman çalışmak bol bol, aile ile zaman geçirmek, konser olmadan gezmek, daha çok spor yapmak… Sanırım son üçünü daha fazla ertelememeliyim ama müzik üzerine düşünmek ve daha büyük hedefler koymak, yeni kayıtlar yapmaktan çok daha değerli. Umarım bunu yapabilirim, çünkü her yeni şarkı beni stüdyoya doğru mıknatıs gibi çekiyor, kaydedip bütününü dinlemek istiyorum. Arka arkaya 6 günde 6 tane konser yapacağız, İstanbul, Tokat, Sivas, Tunceli, Erzincan ve tekrar İstanbul. Hayatımın geri kalanında bir daha bu kadar yorucu bir konser programına girmek istemiyorum. En önemlisi bu kadar çok konseri yüksek bir performansla yapmak imkansız. Bu yüzden artık böyle bir şeye girmek istemiyorum. Ancak konserler azalınca da küçük şehirlere gitmemiz daha da zorlaşacak. Sanırım artık sıramızı yavaş yavaş savıyoruz. En azından bir zamanlar bu ülkenin her köşesinde çalan bir ekip’ olarak anılacağız. Bugüne kadar kimseyi ihmal etmedik, artık edebiliriz. Sıra bizden sonrakilerde. Bu turnede yine küçük bir ekip olarak küçük bir arabayla yolculuk yapacağız. Arabayı genelde ben kullanacağım, son kez. Akın Abi ben kullanınca daha rahat ediyor şoförsüz turnelerde, ben de öyle. Belki yurt dışında bir daha bu sistemi uygularız ama onun bile olacağını sanmıyorum. Yine de bu tarz son turnemizin Türkiye’nin doğusunda olması bize çok uygun oldu. Umarım kazasız belasız biter. Bu kadar yolculuğa çok şükür çok az kazaya karıştık, bizi taşıyan şoförler ve pilotlara canımızı borçluyuz. Pinhâni için güzel şeylerin yaşanacağı günler geliyordur umarım. Deney yapmayı seviyorum ama büyük deneyler yapmaktan hep korktum. Ancak artık yapmanın zamanı geldi de geçiyor. Bundan sonra kendime en çok hatırlatacağım söz Nasreddin Hoca’nın bir fıkrasından alıntı Ya tutarsa?’… Sinan 7 Ekim 2019’u 8 Ekim 2019’a bağlayan gece miks müks Son birkaç aydır günlüğü deftere tutmaya başladım, her konseri ve bazı müzikli günleri kayıt, prova vs oraya yazıyorum, ama bugün de buraya bir şeyler yazayım. Şu anda albümden dört şarkının mikslenmiş hallerini dinliyorum, görevim kulağıma takılan olumsuzlukları söylemek, gerçi önce dinledim ve olumsuzlukları yazdım, şimdi tekrar dinlerken günlük yazıyorum. Yeni kaydettiğimiz 9 şarkı var ve tüm kayıtlar bitti, birkaç güne miksleri de bitecek, sonra masteringe girecek, sonra da dijital platformlara yüklenip iki hafta kadar bekleyecek. Yeni albüm kaydetmek çok zevkli ve zahmetli bir iş, ama hayalindeki şarkıya yaklaşmak harika bir duygu. Kendi konserlerimizi çok dinlemek isterdim dışardan. Kendi kayıtlarımızı dinlemenin böyle bir keyfi var, kendine ancak kayıtlar üzerinden konser verebiliyorsun. Kendi yazdığın şarkıyı ancak kaydederek dinleyebiliyorsun. Kayıt dönemine denk gelmiş olmak bu açıdan çok güzel. 100 yıl önce doğmuş olsaydım böyle bir imkanım olmayacaktı. Albümdeki bazı şarkıları şimdiden konserlerde çalmaya başladık. Ama 6 aydan önce albümün dinleyici tarafından hazmedilmesini beklememek lazım. Kediköy’de de albümün etkisini 6 ayda gördük. Çok albüm çıkıyor, doğal olarak albümlerin dinleyiciye ulaşması zaman alıyor, veya hiç ulaşmıyor. Geçen gün bir konuşma yapmam için beni çağırmışlar. Zaten şarkı yazarken düşüncelerimi belirtiyorum. Fazlası nasıl bir etki yapar ki… Ben bu kadarım işte, şarkılarda ne anlatılıyorsa o kadar. Yeni bir şey öğrenirsem de onu şarkılarla yine anlatacağım zaten . Aklıma eski güzellik yarışmaları geldi, tek kanal döneminde maruz kaldığımız bir başka garabet. Yarışmacılar genellikle aynı şeyleri söylerdi, Savaşlar olmasın, kutuplar erimesin, penguenler ölmesin’ , bence de… sinan Ata Barı Yarın zorlu bir konser maratonuna başlıyoruz. Yorulmuyor değilim, en çok da sesim yoruluyor. Ama çaldığımız yerlerde sinir bozucu şeyler olmadıkça herşey akıp gidiyor. Bu sene İstanbul’da çok kalmadım, daha önce iki sene daha İstanbul dışında kalmıştım, biri öğrenciyken, biri de askerde. İşimiz gereği İstanbul’dan sık sık ayrılıyoruz, ama en güzeli İstanbul’u hiç çekmemek. Ocak ve şubatta İstanbul’da albüm nedeniyle biraz kalmam gerekecek. Umarım kötü geçmez. Bunca yıl yaşadığım yerde yapacak güzel şeyler bulurum elbet. Ülkede konser verilen çeşitli yerler var, bunlardan sektör bakımından en önemlisi barlar. Barların iki gelir kalemi var, biri bilet ücretleri, diğeri içki satışları. Bizim dinleyicimiz şişe açtırıp para saçan bir dinleyici değil, neyse ki, ancak bazı şehirlerde nisbeten alternatifsiz olan mekanlar konserleri müzikal olarak değil, bar cirosu ve bilet satışıyla kıyaslıyor. Bu durumda bizim için ne kadar dinleyici gelirse gelsin, para saçan görgüsüzler ve onların sevdiği müzisyenler barları çok önceden parselliyor. Bazen çalacak kimseyi bulamadıklarında da bizim gibi makul seyircisi olan ekiplere sığınıyorlar. Büyük şehirlerde her insan tipinin mekanı ayrı ama Anadolu’da hepimiz bir gemideyiz, böyle giderse de gemiden atlamak zorunda kalacağız. Neyse ki her şehirde bizim çalabileceğimiz bir salon mevcut, barlara muhtaç olmadığımıza göre dert edecek bir şey de yok. Sinan iki filim birden Bugün Müslüm filmine gittim. Sıradan bir sinema izleyicisi kadar bile anlamam sinemadan, ama o adamın hayatının bir filme sığmayacağını zaten tahmin ederdim, film de bunun ispatı gibiydi. Güzel olan şeylerin çoğunlukta olduğu filmde bir Unkapanı çocuğu olarak tatmin olmadım, belki de onun müzik yaşantısından daha çok bahsedilmesini beklediğim için. Elbette Türk izleyicisine uygun çekilmeliydi bu film, öyle de yapmışlar, dram, kan, ölüm, yokluk, aşk, biraz da komedi, ve bol müzik, en güzeli oydu zaten. Film boyunca bacak salladım ben de. Neyse, ben bu konudan iki film çıkarılmasından yanayım, ama çekilmiş artık. İstanbul’a her gittiğimde kısıtlı zamanda çok kayıt yapmaya çalışıyoruz. Bu yüzden özellikle Selim’e çok yükleniyorum, benim zamanımın azlığının bedelinin bir kısmını Selim ödüyor, benim yetişemediğim işleri yaparak. Tek tesellim bu albümün ve tüm bu yapılan işlerin ona da faydalı olması. Sağolsun, evimiz yakın diye bazen ben İstanbul’a gelmeden bizim kombiyi açıyor, bu hafta sonu idare ederim diye bunu ondan istemedim ama ciddi anlamda üşüdüm. Sanırım önümüzdeki hafta sonu için rica edeceğim yine kombiyi açmasını. İyi oluyor nisbeten ısınmış eve girmek, gece gece. Albüm için kaydetmeye başladığımız 10 şarkıdan dokuzunu kesin olarak albüme koyuyoruz, koymadığımız şarkının dışında bir şarkı daha vardı albüme girsin istediğim. Ama 2020 sonbaharında bir albüm daha yapalım istiyorum. Bu durumda albüme girmeyen şarkıların yeri zaten hazır, çünkü böyle giderse albüm yetişmeyecek. Davul kayıtları bir şarkı hariç bitti, vokal kayıtlarının da çoğu bitti, içime sinmeyenler olursa tekrar söylerim belki. Akustik gitar kayıtları da biraz yapıldı. Akın Abi bu hafta gelip bazı şarkılara çalacak. Deniz Türkan bu hafta bir şarkıya bağlama çaldı, bas gitar kayıtlarına pek girmedik. Ama en zoru davul, gerisi gelir. Bugün uzun bir zaman sonra basketbol oynadım, çok da zevk aldım. Keşke daha sık oynayabilsem. Keşke daha çok ve keşke daha az olsun dediklerimi bu günlüğe listeleyeyim, tabii kendi hayatımda… Keşke daha çok spor yapabilsem, uyuyabilsem, sevdiğim insanları görsem, enstrüman etüdü yapabilsem mesela davul keşke daha az şarkı söylesem, yolculuk yapsam, yemek yesem, insanlarla uğraşsam… Sinan , 4 Aralık 2018

tek istediğim bunun gibi bir şey şarkısı