🦪 Karsa Giderim Karsa Türküsünün Hikayesi
Listen to your favorite songs from İki Yüzlü İnsanlar by Hakkı Öz Now. Stream ad-free with Amazon Music Unlimited on mobile, desktop, and tablet. Download our mobile app now.
HARPUT TÜRKÜ HİKAYELERİ-5. Çayda çıra yanıyor, Yanıp, yanıp sönüyor,Yavaş yürü usul bas, Engeller uyanıyor. Çayda çıra yanıyor,Tutulmuş sanıyor,Yavaş oyna güzelim,Herkes seni tanıyor. Çayda çıra yakarım,Yar yoluna bakaram,Bir yüz görümlüğüne,Beşibirlik takarım. Çayda çıra yanıyor,Humar göz uyanıyor
KarsaGiderim Karsa . Muzaffer Akgün. Arabaya Taş Koydum / Karsa Giderim Karsa. 03:22 Kompozytor: Anonim / Kompozytorzy: Anonim
Bu Türkünün Yöresi Kırşehir. Kalktı göç eyledi Avşar elleri. Ağır ağır giden eller bizimdir. Arap atlar yakın eder ırağı. Yüce dağdan aşan yollar bizimdir. Belimizde kılıncımız Kirman'i. Taşa geçer mızrağımın temreni. Hakkımızda devlet etmiş fermanı. Ferman padişahın dağlar bizimdir.
Kars, Erzurum , Erzincan , Ardahan , Cildir , Posof , Damal , Mezra , Susus , Selimli , Cildir Gölü , Kars , Karsa giderim , Celal Yarici ,Karsa gi
Ulusal Medikal Kurtarma (UMKU) ekibi Malatya’dan döndü. Malatya’da 81 ilin katılımıyla gerçekleştirilen “8. Ulusal UMKU Tatbikatı ve Afetlara Bütüncül Yaklaşım Paneline” katılan Kars UMKU ekibi, gösterdiği performans ile dikkat çekti. 500 UMKE ve 36 destek personeli ile 79 tam donanımlı UMKE aracı, 29 tam donanımlı
Mihail'in hikayesi ve evde geceleyen ilk kadm Dedim ki: O sıralarda Minsk'e yakın bir bölgede inşaat yapıyor duk. Bazı geceler, karlar altında bir masal dünyası gi bi
TopSongs By Murat Zorba. Baba Murat Zorba. Sivastan Yar Seversem Murat Zorba. Hesreta Mîn Murat Zorba. Dost Yüzünden Murat Zorba. Mevlam Muhtaç Etmesin Murat Zorba. Dînya Murat Zorba. Amani Yar Amani Murat Zorba. Hal Bériya Murat Zorba.
Yargıç HARMANKAYA. harmankayagrup@gmail.com. Sevgili okuyucularım; Size yine memleketten trajikomik bir hadiseden bahsetmek istiyorum. Konumuz: Kars'la özdeşleşmiş meşhur trenimiz ''Doğu Ekspresi''. Turistik Doğu Ekspresini meşhur eden Kars, artık ne hikmetse,TCDD’nin yeni Doğu Ekspresi tanıtım filminde yer almıyor!
nNBdg.
Seçimle artık geri dönülmez şekilde yeni yola giren Türkiye, yoğun olduğu kadar kritik yığınca süreci yönetecek. Artan jeopolitik önemi, kurala uyan ülke yerine kural koyan ağırlığı, oyun kuruculuğu ve uygarlık talepleriyle şimdi ihtiyacımız olan en acil şey icraat hızı... Dünya, hiç bu kadar zengin ve bir o kadar karmaşık süreçler içinde olmamıştı. Küresel arenanın siyaset ve ekonomi iklimini krizler çağı olarak nitelendirmek mümkün. Aslında "krizlerden öğrenen" yapısıyla Türkiye, bu alanda, "bedeli fazlasıyla ödenmiş" bir beceri sahibi sayılabilir. Bunun anlamı şu "İstikrar diye bir şey yok, olsa bile sürdürülebilir değildir, istikrarsızlık kalıcı hale geliyorsa bu durum bir varoluş biçimi olarak tanımlanmalı." Küresel karmaşa yüzünden istikrarsızlığın "yeni normal" haline geldiği dünyada, "istikrar arayışı" eski ezbere dönüşüyor. Şairin dediği gibi "asude olayım dersen gelme cihana." Dün İSO Başkanı Erdal Bahçıvan "ülkelerin içe kapanması, dünya barışı için tehdit" diyor ve korumacılık karmaşasına dikkat çekiyordu. Ve bir kez karmaşada yol almayı becerince de tüm "iş, ilişki, iletişim ve bilgi süreçlerini" buna göre yapılandırıyor, ardından "sürdürülebilir istikrarsızlığı inşa etmeye" başlıyorsunuz. Dünyanın yakın geleceğinde istikrar gözleyenlerimize bir uyarı "Lim anda çürüme riskiniz" hayli yüksek! Bu uyarı, kamu yönetimi kadar iş dünyası için de geçerli. Tam da bu süreçte iyi bir adım attık ve başkanlık sistemini seçimle onaylayıp ehil ve güçlü kaptanı dümene geçirdik. Kıyı veya iç deniz kaptanı olmak bu yolculuğa yetmez, fırtınalı okyanuslarda yol alabilmek gerekir. Bundan daha fazlası bekliyor Başkan Erdoğan'ı; karmaşa okyanusunda hız yapmak... Zira dünyadaki değişimin dev dalgalara dönüştüğü günümüzde Türkiye gemisini güvenli limanlara ve üstün uygarlık kıyılarına taşıma iddiamız var. Yasal Uyarı Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
Giderim Sabah Erken Gelir Türküsünün Hikayesi Noksani’nin kendi notlarından “Bir zaman madende çalıştıktan sonra hasta olup Trabzon Hastanesi’ne gittim. Günler geçti ve artık gideceğim günler yaklaşmıştı. Son kalan başhemşire, “Herkese yazdın, benim ne günahım var? Bir tane de bana yaz” dedi. “Ben sana ne yazayım?” dedim. Hemşire, “Ben her telden anlarım, sen yeter ki yaz” dedi. Fakat her nasılsa aynı günde yazılmadı. Her saatte bir gelip “Ne oldu? Niçin bana yavaş oluyor, ötekileri bu kadar geç olmazdı” gibi dava açmaya başladı. Bir tane yazıp kendisine takdim ettikten sonra “Nasıl iyi olmuş mu?” diye sordum. “Bir tane daha yazarsan daha hoşuma gidecek. Bu pek az oldu, bir tane daha isterim dedi.” Ben de bunları yazdım.”
Kars'ı sonradan il olan Ardahan'la bütünleştirerek değerlendirirsek; bu toprakların romana, öyküye yansıması Dursun Akşam'ın, Ümit Kaftancıoğlu'nun yazdıklarıyla gerçekleşir. Akşam, Kaftancıoğlu yaşadıkları toprakların insanlarını üretim ilişkileri içinde geleneksel değerleriyle toplumcu gerçekçi bakış açısıyla yazmışlardır. Yörenin yaşam koşullarında yetişmişler, eğitimlerinin bir bölümünü buralarda tamamlamışlar, bir süre buralarda çalışmışlardır. "Karslının Kars'ı anlatmasıdır" bu. Ocak 2002' de yayımlanan Kar romanı tümden Kars kentini anlatır. "Kars dışından biri”nin anlatımıdır bu. Orhan Pamuk anlatmak istediklerini kurgulayarak en uygun kent olarak seçer Kars'ı. "Kar, Ka, Kars..." sözcüleri romanda çağrışım, deyim aktarması yöntemiyle anlatıma bir çeşit derinlik sağlar. Kars'ta neredeyse on adımda bir karşımıza çıkan "tarihsel taş yapılı cadde" kapağında kullanılır Kar'ın. Kaçta yatarsam yatayım, erken kalkma alışkanlığım var. Sabah beşte çıktım Öğretmenevinden. Sert, cam gibi hava. Arkadaşlar uyuyadursun Kars'ı soluyacağım. Kars Atatürk İlkokulu önünden geçiyorum. Karşı yanda "Hotel Grant Ani". Az ileride dört yolun tam kesişim noktasında ünlü Kazım Karabekir Anıtı. 30 Ekim 1920'de yapılmış. Kurtuluş Savaşı'nın büyük komutanlarından Kazım Karabekir'i Kurtuluş Savaşı'nda Şark Orduları komutanı üniforması içinde, çizmeli, sol eli manevra kemerinde, ayakta durur gösteriyor. "Kaide"nin dört yanında heykeli tamamlayan yazılar var. Bunları not alıyorum ama çoğunu gezi yazımda kullanamayacağımı da biliyorum. Kars'ın 40 yıl Rus "işgalinde" kaldığı, 1920'de Yeni Türkiye'nin yeniden "vatan toprağı yaptığı", Şeyh Şamillerle yöre insanının bütünleştiği, vurgulanmış yazılarda, kabartmalarda. Bizanslılar-Malazgirt- Alp Arslan... 1064'te Türk kenti olmuş Kars. Not alırken harıl harıl çalışan, kavak tepelerine bir inip bir kalkan yoğun karga sesleri çoktan günaydın demiş Kars'a. O seslere küçük kuşların türküleri de karışıyor. Doğu yoluna geçiyorum. Görkemli bir yapı, taş yapı, İl Özel İdare Binası olarak kullanılıyor. 19 yüzyıl sonu Baltık mimarisi örneği. Taş işçiliği olağanüstü. Çokgen kesilmiş bazalt taş yapıya güzellik katıyor süslemelerle. Cumhuriyet'in ilk yıllarında burası Ziraat Bankası olarak da kullanılmış. Yapının karşısında "gondol alanı" var. Onun ilerisinde görkemli Fethiye Camisi. Bu yapı da tarihsel taş yapı örneklerinden. İnceliyorum, not alıyorum. Buz gibi hava, Kars havası, yüzüm yandı... Öğretmenevinin yanında da az ilerisinde de Kars'ın simgesi sayacağımız taş yapı örnekleri. "Meşhur Kars Kazı, Restaurant Cafe" de bu tür yapılardanken bunları görmeye çalışırken cızır cızır sesleriyle kırlangıçlar turluyor; serçeler, sığırcıklar günlük işlere başlamışlar... Öğretmenevinde "esaslı bi kahvaltı" yapıyoruz. Doğru geze geze, göre göre Kale'ye... Uygun yerlerde Bekir Öztürk, Nihat Öztürk, Mehmet Çolak fotoğraf çekiyor. Anı olsun diye birine "rica" ederek dördümüzün aynı karede buluştuğu fotoğraflarda çekiliyor. Kars Kalesi, Kale çevresi "Eski Kars". Buralar korunmuş. Yeni, büyük yapılar "eski Kars'ın epey gerilerinde kalmış. 10. yüzyıldan kalma yapı olan Kümbet Camisi, Taş Köprü, İlbeyioğlu Hamamı, Mazlumağa Hamamı, Beylerbeyi Sarayı, Abdüllatif Paşa Konağı... Kale çevresindeki tarihsel yapılar. Çevreyi çeke çeke, gözleye gözleye Kale'ye çıkıyoruz. Yükseldikçe kenti topluca görme olanağı doğuyor. Bizim yapımız Kars te Saltukoğlu Melik İzzettin Han emriyle Firuz Ağa becerisiyle yapılmış. Kale'deyiz. Gelenlerin yiyeceğini, içeceğini karşılayacak kaleyle uyumlu bir işyeri var. Yemyeşil otlarla kaplı alan. Çim değil, 1987'de ilk kez Alucra'da tanıdığım çeşitli yemekleri yapılan "madımak" bunlar. Nihat Öztürk'e, Bekir Öztürk'e, Mehmet Çolak'a soruyorum, bunları tanıyor musunuz, diye. Tanımıyorlar. "Madımak" diyorum. Bizim kıyılarda yetişmiyor yenen bu yabanıl ot. Çevreyi gözlüyoruz, bol bol fotoğraf çekiyor arkadaşlar. Bir yandan da Sivas'tan Nida Tüfekçi’nin derlediği, "Oy madımak teke tüke sakalı / Oy madımak evelik yemlik / Oy madımak kuşkuşu yemlik / Oy madımak..." türküsünü toparlamaya çalışıyoruz. Baharda Sivaslı kadınların eğlenceye dönüşen madımak toplama işinin türküsünü... Makaleyi Paylaş Facebook'ta Paylaş Twitter'da Paylaş Yazar Hayrettin Günay - Okunma Yazdır 25 Haziran 2016
karsa giderim karsa türküsünün hikayesi